SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDEN TEK TARAFLI DÖNÜLEMEZ – TEK TARAFLI FESHEDİLEMEZ

T.C.
YARGITAY
ONDÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2016/13844
Karar : 2019/5241
Tarih : 16.09.2019
Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04/05/2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine
dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen
09/02/2016 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu
anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar
incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, ödenmeyen bakiye 30.600,00TL’nin (tahsilat yapılacağı gün tekrar hesaplanmak üzere) davacı
tarafından ödendiği takdirde tescile muvafakat ettiğini bildirmiş, aksi halde sözleşmeyi feshettiğini ileri
sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar
Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi
hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil
şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı,
taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde
Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen
yerine getirilmesini isteyebilir. Hiç kuşkusuz karşı taraftan borcun ifasını talep eden kişinin kendi edimlerini
yerine getirmiş olması gerekir. Öte yandan feshi veya iptali dava edilmediği sürece davada dayanılan
sözleşme ayaktadır. Dairemizin uygulamasına göre de, biçimine uygun sözleşmede kararlaştırılan bedel
borcunun dava açılmadan önce tamamen veya kısmen yerine getirmeyen vaat alacaklısının da açtığı
davanın dinleneceği bu gibi durumlarda mahkemenin birlikte ifa kurallarını gözeterek bir hüküm
kurulması gerektiği kabul edilmektedir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davalı banka tarafından sözleşmenin feshedildiği
savunulmakta ise de sözleşme taraflarının fesih konusunda iradelerinin uyuşmamış olması ve sözleşmenin
iptaline yönelik mahkemece de verilmiş bir hüküm bulunmaması nedeniyle birlikte ifa kuralı gereği
davacının ödemesi gereken eksik kalan bedel belirlenerek davalıya ödenmek üzere davacıya depo etmesi
için uygun bir süre verilerek, bu süre içerisinde kalan borç depo edilirse davayı hüküm altına almak, aksi
durumda şimdiki gibi istemi reddetmek olmalıdır.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı
şekilde karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün
BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün
içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.09.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Diğer Yazılar