Somut olay bakımından davacının belirsiz tazminat alacağı davasına konu ettiği; aracında oluşan değer kaybının varlığının ve miktarının belirlenebilmesi, ancak yargılama sırasında delilerin toplanıp değerlendirilmesinden yani HMK 107/2 maddesinde belirtildiği gibi tahkikattan sonra mümkün olabilecektir.
Bir başka anlatımla değer kaybının miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmektedir. Bu nedenle davacının iddia ettiği zararın dava tarihi itibariyle miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği kabul edilmelidir. YHGK 16.04.2019 E.2017/1099 – K.2019/460
YHGK
Esas : 2017/1099
Karar : 2019/460
Tarih : 16.04.2019
HASARLI TRAFİK KAZASINDA ARACIN DEĞER KAYBI ( Belirsiz Alacak Davası )
BELİRSİZ ALACAK DAVASI ( Aracın Değer Kaybı )
ZORUNLU MALİ MESULİYET SİGORTASI ( Belirsiz Alacak Davası – Aracın Değer Kaybı )
KISMİ DAVA
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada;
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; trafik kazası sonucu araçta oluşan değer kaybı alacağının belirsiz alacak olup olmadığı,
Burada varılacak sonuca göre davacının eldeki davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı;
Alacağın belirlenebilir olduğunun kabul edilmesi halinde belirsiz alacak davası olarak açılmış olan davaya kısmi dava olarak bakılıp bakılamayacağı noktalarında toplanmakta OLUP:
Somut olay bakımından davacının belirsiz tazminat alacağı davasına konu ettiği; aracında oluşan değer kaybının varlığının ve miktarının belirlenebilmesi, ancak yargılama sırasında delilerin toplanıp değerlendirilmesinden yani HMK 107/2 maddesinde belirtildiği gibi tahkikatten sonra mümkün olabilecektir.
Değer kaybının miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmektedir.
Bu nedenle davacının iddia ettiği zararın dava tarihi itibariyle miktar ve değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği kabul edilmelidir.
Mahkemece davacının aracında değer kaybı bulunup bulunmadığı belirlenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığından bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.fk
HMK.107, 109, 114, 115, 138
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Taraflar arasında görülen “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan sonunda
İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair 21.01.2014 tarihli ve 2013/244 E. 2014/10 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 29.05.2014 tarihli ve 2014/7125 E. 2014/8526 K. sayılı kararı ile,
“…Davacı vekili; müvekkilinin maliki olduğu araca davalılardan Yapım İnş Ltd Ştinin maliki, diğer davalı ... Akçabalı
nın sürücü ve diğer davalı … Sigorta AŞnin de zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortacısı olduğu aracın 21/04/2013 tarihinde çarpması sonucunda aracında hasar meydana geldiğini, oluşan hasarın 5.928,47.- TL olup, kendi kasko sigortacısı olan ... Sigorta AŞ tarafından hasar bedelinin ödendiğini, ancak araçta meydana gelen hasar ve tamirat nedeniyle aracın değer kaybına da uğradığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla belirsiz alacak davası açtıklarını ileri sürerek şimdilik 1.000,00.- TL
nin davalılardan sürücü ve işleten için olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, davalı sigorta şirketi yönünden ise reeskont faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan HDI Sigorta A.Ş vekili; davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davacının gerçek zararının karşılandığını, savunarak davanın reddini istemiştir.